Ankara’yı ele aldığımızda ekosistemde mikro düzeyde eksikliklere değinmek istiyorum. Cengiz Bey açılış konuşmasında inovasyonun öneminden bahsetti. Bu görüşlerine katılıyorum.
Aklınıza bir fikir geldiği zaman, günümüzde o fikre sahip olanın sadece siz olduğunu söyleyemezsiniz. Benzer fikirler aynı zamanda birçok kişinin aklına geliyor. Burada esas inovasyon, o fikri en kısa sürede ve en güzel şekilde pazara sunabilmek. Bu aslında her işi kendinizin yapmaması anlamına geliyor. Yani sizin bir uzmanlık alanınız olacak ve o tarafta gelişeceksiniz. Diğer konularda ise hizmet alabileceğiniz firmaların olması gerekiyor. Bunu, Savunma Sanayii Müsteşarlığı savunma sektöründe başardı.
Eğer siz inovatif bir fikri gerçekleştirmek için alt yüklenici firmaları etrafınızda bulamıyorsanız, bu yarışta şansınız yok. Silikon Vadisinde bu tür firmaları bulmak daha kolay olduğu için, orada fikirlerinizi hayata geçirmek daha kolay oluyor. Bunun ülkemizde de olması için bir takım teşvik mekanizmalarının kurulması gerekiyor. Çünkü alt yükleniciler sayesinde projeler daha rahat yürütülüyor, daha hızlı yapılıyor ve daha çok iş yapılıyor. Ekosistem yeterli büyüklüğe geldiği zaman, sistem kendini besler bir hale gelecek. O noktada Ankara ve dolayısıyla Türkiye daha iyi yerlere gelecek.
İnovasyon önemli bir konu. Fakat yalnızca inovatif olan ya da inovasyon yapan mı başarılı olur? Mutlaka inovatif bir ürün çıkartıp bunu tümden üretmek başarının tek yolu değildir. Projenin bir parçasını üreterek veya geliştirerek sürecin içinde yer almak da başarıdır.
Mühendisleri çok fazla konuşuyoruz ama aslında teknisyenler de çok önemli. Karel Ar-Ge çalışanlarının yaklaşık %20’si teknisyen. Fakat yabancı dil bilen ve yetkin teknisyen bulmakta zorlanıyoruz. Çünkü yurt dışında birçok proje yürütüyoruz ve yabancı dil bilen teknisyenler de bizim için önemli.
TechAnkara Paneli Açılış Konuşması
Bu yazıyı okuyanlar, bunları da okudu:
Başarılı İşbirlikleri için 2 Kritik Faktör
NAS’lasak da mı Saklasak?
Özgür Yazılım ve İnovasyon Sunumu [Video]
