“Nesnelerin İnterneti(Internet of Things)” birbirine bir ağ vasıtasıyla bağlanan cihazların birbirleriyle ya da insanlarla bilgi paylaştıkları ve birbirleri ile etkileşim içine girebildikleri bir oluşumu tarifliyor. Nesnelerin interneti aslında yeni bir kavram değil. Üzerinde on yıllardır çalışılan ve fikir geliştirilen bir yaklaşım. Internet of Things(IoT) kavramının ilk örnekleri kendisine TCP/IP ağıyla bağlı bir bilgisayar üzerinden uzaktan açılıp kapanan bir tost makinasının Ekim 1989’da INTEROP Konferansı’nda sergilenmesine dayananıyor.
Peki tohumları onlarca yıl öncesinde atılmış olmasına rağmen neden ancak bugün popüler hale geldi ve bu alana ciddi yatırımlar yapılmaya başlandı? Bunun nedeni bu fikri hayata geçirmeye yardımcı olacak teknolojik değişimlerin ancak bugün sağlanabilmiş olması. Nesnelerin internetine kapı aralayan değişimlere bakacak olursak;
- Kablosuz erişimin her an her yerden sağlabilir hale gelmesi,
- Veri kullanım maliyetlerinin düşmesi,
- İşlemcilerin daha güçlü hale gelmesi ve ucuzlamaları,
- Sensör maliyetlerinin düşmesi,
- Nesnelerin interneti için bir izleme ve kontrol ünitesine dönüşen akıllı cihazların yaygınlaşması,
- “Büyük veri” analiz kapasite ve yeteneklerinin güçlenmesi,
- IP adresleme kapasitesini neredeyse sınırsız bir şekilde arttıran IPv6’nin kullanıma girmesi.
Karel; ihtiyaç analizi, projelendirme, tasarım, üretim, entegrasyon, kurulum ve satış sonrası hizmetler ile anahtar teslimi IoT Çözümleri sunuyor.
Nesnelerin interneti ulaşımdan şehir yönetimine, ödeme sistemlerinden güvenlik çözümlerine, sağlıktan enerjiye kadar hayatımızın pek çok alanına yeni uygulamalar ve çözümler getirecek. Internetin hayatımızda yaratmış olduğu değişiminin bir benzerini nesnelerin internetiyle yaşayacağımız tahmin ediliyor.
Internet of Things pazarı geniş bir ekosistemden oluşuyor. Peki değer zincirinde hangi roller var? Zincirdeki halkalardan birini donanım üreticileri oluşturuyor. Onlar işin altyapı ve cihaz tarafında. Her ne kadar önemli bir rol olsada değer zincirindeki paylarının %5-10 seviyelerinde kalacağı öngörülüyor. Diğer bir halka ise veri iletişimini sağlayan operatörler. Nesnelerin bulut ile bağlantısı operatörlerin sağladığı network altyapısı üzerinden sağlanıyor. Operatörlerin yaratılan değerdeki payının da %15-20’ler seviyesinde olacağı tahmin ediliyor. Platform sağlayıcılar ve uygulama geliştiriciler üçüncü halkayı oluştuyorlar. Bu halka esas katmadeğerin yaratıldığı, inovatif uygulamaların ve yaratıcı çözümlerin ortaya çıktığı nokta. Bu nedenle de bu halkanın değer zincirinde %30-40’lar gibi yüksek bir paya sahip olacağı düşünülüyor. Dördüncü halka olan sistem entegratörleri ise nesnelerin interneti uygulamalarını diğer iş uygulamaları ile entegre ederek yeni değerler yaratmanın peşine düşecek olan oyuncular. Sistem entegratörlerinin de pastadan alacağı payın %15-20 seviyelerinde olacağı tahmin ediliyor. Müşterilerden önceki son halka da servis sağlayıcılar ve satıcılar. Servis sağlayıcılar uygulama, cihaz ve veri bağlantısını paketleyip, belli bir tarife doğrultusunda satıcılar kanalıyla son kullanıcılara ulaştıran nokta. Faturalama, müşteri ilişkileri yönetimi de bu rol tarafından üstleniyor. Bu halkanın değer zincirindeki payının da %10-20 civarında olacağı tahmin ediliyor.
Sonuç olarak nesnelerin interneti ekosistemiyle, geliriyle, çözüm kümesiyle, müşteri sayısıyla büyüyen bir pazar. 2020 yılında pazardaki toplam “nesne” sayısının 30 ile 50 milyar civarında olacağı öngörülüyor. Bu rakamlara ulaşılır mı yaşayarak göreceğiz ancak nesnelerin interneti kavramının hayatımızda önemli değişikliklere yol açacak olması önemli bir gerçek olarak karşımızda duruyor.
Bu yazıyı okuyanlar, bunları da okudu;
Nesnelerin İnterneti, Güvenliğimizi Tehdit Ediyor Mu?
Bilgisayarlar Tarihe mi Karışıyor?
5G, Nesnelerin İnternetini Nasıl Etkileyecek?