Açık kaynak kod ve özgür yazılımın gücü interneti ele geçiriyor. Bu ele geçirme meselesi elbette kötü anlamda değil; açık standartlar, patentlerle kuşatılmamış teknolojiler ve yüzlerce kişi tarafından ortaklaşa üretilen yazılımlar sayesinde internet ve ilgili teknolojiler son birkaç yılda o tarihlerden önceye göre çok daha hızlı ilerledi.
İnternet doğası gereği sürekli devinim halinde olan bir yapı. Bir noktadan diğer noktaya döşenen her fiber kablo ve üzerinde yeşeren (deyim anlamında) ağ ağı daha da genişletiyor ve yeni imkanlar ve siteler bizlere sunuyor. İşin elektrik katmanından yukarılara doğru çıktığımızda HTML standardının bugüne kadar geldiği yer ve sürdürdüğü gelişme teknolojileri oldukça çabuk eskitiyor. Bir siteniz varsa ve yeni şeyler kullanmak istiyorsanız sürekli yenilikleri takip etmek ve kodunuzda güncellemeler yapmanız gerekiyor.
İşin kolayı elbette hazır web sitesi sistemleri ve bunların çalışacağı basit barındırma hizmetleri almak. Burada esas olarak neredeyse insanların yazmasını ve içerik üretmesini varlığıyla teşvik eden WordPress sistemi en çok öne çıkanlardan bir tanesi. Öyle ki ister blog isterseniz de tam yetenekli bir haber sitesi yapın, WordPress esnekliği ve kod yazmadan eklenebilecek özellikler ve temalarıyla size çözüm üretebiliyor.
İşin ekosistem kısmı, WordPress kadar önemli. Açık kaynak kodlu ve özgür bir yazılım olan WordPress sistemi herkese sisteme istediği gibi müdahale etme şansını tanıyor. Elbette bu elinizdeki kaynak ve özgürlükle neredeyse her tarafını kendinize göre uyarlayabileceğiniz gibi, doğurduğu ekosistemden de ihtiyacınız olan hizmet ve eklentileri satın alabilirsiniz.
Eklentiler konusunda elbette genel olarak kullanılanların ücretsiz olduğunu söylemek gerekiyor. Fakat üçüncü şahıs hizmetlere dayanan eklentiler (aslında eklentilerin bu hizmet uzantıları) para karşılığı, yer yer de abonelik olarak kullanıcılara sunuluyor. WordPress’in tema desteği de benzer bir pazar üretmiş durumda. Birkaç liradan birkaç yüz liraya kadar, belirli alanlarda özelleştirilmiş ve WordPress’i tam bir gazeteye veya online alışveriş sitesine çeviren temalar sayesinde istediğinize ulaşmak çok zor değil. Her ne kadar toplam sahip olma maliyeti gibi kavramlar kullanıcıları açık kaynaklı ve özgür yazılımdan uzaklaştırmak için kullanılmaya çalışılsa da farklı gelir modelleri bu ekosistemdeki yazılımcıları gayet iyi şekilde destekleyebiliyor.
İşin bir diğer bacağı da WordPress için sunulan özelleştirilmiş barındırma hizmetleri. Genel paylaşımlı hosting sistemleri genellikle WordPress gibi çok hafif sayılmayan ve yük altında iyi kaynak isteyen içerik yönetim sistemlerinde yer yer kullanıcıları veya hizmet sağlayıcıyı zor durumda bırakabiliyor. Bu nedenle WordPress’in ekosistemi içinde çok fazla sayıda benzerini gördüğümüz özelleştirilmiş barındırma sistemleri, WordPress ekosistemine uygun biçimde ayarlanıp kullanıcılara daha uygun, aksamayan ve kolaylıkla yedeklenip geri yüklenebilecek barındırma hizmetleri sunuyor.
Sadece bir özgür yazılım projesi olarak gördüğümüzde WordPress en popüler içerik yönetim sitemlerinden bir tanesi. Fakat bir ekosistem olarak baktığımızda, ekonomik olarak gücünü çok iyi görebileceğimiz bir yapıya sahip. Eklentiler, temalar, barındırma hizmeti sağlayanlar şeklinde geniş bir perspektifte gördüğümüz şey ekonomik olarak bağımsızlığını kazanmış bir sistemden başka bir şey değil.
Bu yazıyı okuyanlar, bunları da okudu:
Openstack İş Dünyası İçin Neden Önemli?
Yeni Kurulan Şirketlerin Teknoloji İhtiyaçları Nelerdir?
Özgür Yazılım Nedir, Ne Değildir?