Teknoloji ve dolayısıyla da gelişen ve değişen yaşam tarzları, günümüz için daha pratik bir yaşam şekli olarak yorumlanıyor. Her ne kadar daha pratik bir yaşam tarzı olarak algılansa da bu hızlı yaşayış şekli, özellikle çalışanlar için, hem iş hem de kişisel hayat anlamında zorluklar meydana getirebiliyor. Dahası bireyler, kimi zaman kendileriyle mücadele içerisine girmek durumunda kalabiliyor. Yaşam şeklinin bu çelişkisine karşın, kişisel tutumlar üzerinde yapılacak geliştirmeler, ciddi anlamda kişisel ve profesyonel yaşam kalitesini arttırmak için büyük önem taşıyacaktır. Öte yandan kişisel performansı artırmak adına da belli başlı adımları izlemek, beklenen etkiyi oluşturabilecek potansiyeli taşıyor.
İşte bu bağlamda, kendiniz ile ilgili değişim göstermeniz gereken başlıca 5 temel tutum!
1) “Bekleyebilir” tutumunuzu, geliştirin!
Sosyal medyadan haber takibine, oradan da iş maillerine kadar birçok farklı online içerik, gün içerisinde toplamda büyük zaman ve karmaşa meydana getirmiş oluyor. Bu duruma bir de kişisel ihtiyaçlar da dahil olduğu zaman, kişiler birçok yapılması gereken şeyi, bazen haklı bazen de bahaneli olarak erteleyebiliyor. Ancak bu erteleme kimi zaman, unutkanlıkla da beraber büyük sorunları beraberinde getirebiliyor.
Herhangi bir aksaklık yaşamamak için ise, hem kişisel hayat hem de iş hayatı için yapılması gerekenleri veya istenilenleri, belirli bir önem sırasına veya zaman odaklı olarak sıralamalı ve günün zaman akışını bu plan doğrultusunda sürdürmek gerekmektedir. Bu denli hazırlanacak bir önem sırası, “Bekleyebilir” tutumunu pozitif yönde ilerletmiş olacaktır.
2) Not almaktan çekinmeyin!
İlk maddeden daha farklı olarak, genel bir plan yapmaktan ziyade, sonraki gün için küçük notlar almak, ciddi zaman ve performans kazanımları sağlayabilir. Her gün, günü bitmeden önce hazırlayacağınız, sonraki günün temel maddelerine, sabah işe başlamadan önceleri de eklemeler yaparak, tüm günü eksiksiz ve verimli olarak tamamlamanızı sağlayabilirsiniz. Bu konuda da, pratiklik kazandırması açısından, elektronik notlar yerine, yazılı notlar almanız, işlevsellik anlamında avantaj sağlayacaktır. Öte yandan yanınızda taşıyabileceğiniz küçük bir not veya not defteri, hem sosyal medyanın etkisini azaltacak, hem de anlık olarak eklemeler ve silmeler yapmanıza olanak tanıyacaktır.
3) Çok dinleyip, az konuşmak!
Gündelik hayatın büyük çoğunluğu, eğer iş gereği olma durumu göz ardı edilirse, konuşarak geçip gidiyor. Bu durum, kimi zaman bireyler olduğundan daha çok konuşmasıyla da kendini gösterebiliyor. Nitekim birey, belki de istemediği detayları veya gerekli olmayan konuları, hem kişisel hem de iş hayatından ortaya koyabiliyor.
Aslında sözün konuşma ve dinleme noktasına gelmiş olması, hayatı pozitif yönde bütünüyle etkileyebilecek yeteneğe sahip olduğunu vurgulamaya fırsat tanıyor. İnsanları dinlemek kimi zaman kişisel, kimi zaman da kariyer boyutuyla ciddi katkılar sağlayabilir. Bununla beraber daha az konuşmak, daha az tartışma ihtimali anlamına da gelmektedir. Dolayısıyla, konuşmaktan çok dinleme odaklı bir yaşam ve çalışma sitili benimsemek olası motivasyon kırıcı etmenlerin de önüne geçecektir.
4) Zihninizi rahatlatın!
Art arda sıralanan bu maddelerin temel çıkış noktası, tahmin edileceği gibi zihin rahatlığını korumaya veya bozmamaya yönelik hareketler olarak değer görmektedir. Her ne kadar belli ölçütler doğrultusunda dikkatli adımlar atılsa da zihin, daha önce bahsi geçen birçok etmenlerin yoğunluğuyla beraber, gün sonunda dikkatsizlik ve hatalarla kendini gösterecektir.
Bu bağlamda yapılması gereken en can alıcı hareket, her gün 20 dakikalık bir zihin rahatlatma seansları uygulamak olacaktır. Bu zihin rahatlatma seansları bireysel bazda şekilleneceği için, çok farklı alternatif yöntemler bulunuyor. Ancak bunlardan en çok bilinen ve işlevsel olanları sessiz ve sakin bir ortamda, 20 dakikalık bir rahatlama süreci geçirmektir. Bu süreç içerisinde ister klasik müzik, istenirse de soluk kontrollü rahatlatıcı düşsel teknikler kullanılabilir. Nitekim, üzerindeki yoğunluğu boşaltmış olan zihin, gün sonuna veya yeni güne daha da odaklı olarak eşlik edecektir.
5) Hatırlatıcılardan yararlanın!
Şimdiye kadar, genel itibariyle teknolojinin getirdiklerinin negatif etki oluşturabileceği ile ilgili maddeler sıralanmış oldu. Söz konusu bu maddede ise, belki de akıllı cihazların en etkili özelliklerinden, yani hatırlatıcı uygulamalarının, tutumunuz üzerindeki etkisi üzerine olacak. Daha önce belirtilen erteleme ve planlama odaklarını, bu başlık altında toplamak da mümkündür. İster iş hayatı isterse de kişisel hayat için olsun, yapılacakların sadece bilinmesi, zaman konusunda yeterli olmayabilir. Özellikle zaman öngörüleri iyi yapılmadığı takdirde, gün içerisinde sonraki zamanlara ertelenen veya yapılması gereken başlıklar, gözden kaçabilir. Tam da bu noktada akıllı cihazlar, bir pozitif etki daha oluşturuyor.
Hem Android hem de iOS platformlarında, ister ön yüklü gelen uygulamalar olsun, isterse de söz konusu mobil işletim sistemlerinin uygulama mağazalarında olsun, hatırlatıcı amacı ile hazırlanan birçok işlevsel mobil uygulamalar yer alıyor. Kısa bir göz gezdirmenin ardından, sizin için en pratik ve işlevsel olanı seçmek ve düzenli olarak kullanmaya başlamak, uzun vadede zaman akışınızın düzene girmesi hatta ve hatta boş zamanlarınız artış göstermesi ile sonuç verecektir.
Görülebileceği gibi temel birkaç adım ile, hem günlük işlere veya kişisel ihtiyaçlara olan tutumlarınızı geliştirerek, hem de farklı pratik etmenlerle sahip olduğunuz zamanı kontrol altında tutmak mümkün hale gelebilir. Böylece hem kendinize ayıracağınız vakti artırabilir, hem de iş hayatınızı pozitif yönde ilerletebilirsiniz.
Bu yazıyı okuyanlar, bunları da okudu;
Ofisteki Motivasyonu Nasıl Arttırabilirsiniz?
BT Danışmanlarının Dikkat Etmesi Gereken 5 Nokta
İş Ortamında veya Kişisel Kullanımda Bulutun Yükselişi Durur mu?
