Şimdilik, kaderimize ve hatta karamsarlığa kendimizi teslim edemeyiz. İklim değişikliği, biyolojik çeşitlilik ve yükselen ekonomik eşitsizlik gibi inanılmaz zorluklarla karşılaşmış olabiliriz ama hala daha pozitif ve sürdürülebilir olan bir geleceğin işaretlerine sahibiz.
Bir peyzaj mimarı, bir şehir plancısı, iki profesör, bir şehir tasarımcısı ve gazeteciden oluşan altı uzman şu soruyu cevaplıyor: Sürdürülebilir bir geleceğin mümkün olabileceğine dair sizi umutlandıran projeler var mı?
1- Christopher Hume: Sherbourne Parkı, Toronto, Kanada
Bir arazi zor bulunduğunda orada boşa harcanacak çok fazla yer yoktur. Toronto’daki Sherbourne Kamusal Alanı altyapıyı makul hale getirebilmek için mevcut alanın nasıl kullanılması gerektiğini gösteriyor. Sherbourne çift mesai yapıyor: Hem bir kıyı parkı hem de bir su arıtma tesisi.
50 veya 60 yıl öncesine kadar, Toronto sahilinin bu bölümü bomboş bir araziydi. Ama yakın zamanda burada apartmanlarla çevrili yeni bir park olacak. Bundan önce bu mahallede hiç kimse kokusundan ve pis görüntüsünden dolayı bir su artıma tesisi istemedi. Artık insanlar altyapının nasıl hayatı kolaylaştırabilecek bir şey olduğunu görüyorlar.
Yağmur suyu parkın alt arıtma sisteminde toplanıyor ve bu sistem daha sonra Rus yapısalcı heykellerine benzeyen S şeklindeki zemin seviyesinde olan kanalda yağmur suyunu işliyor. Sistem su arıtma sürecini görünmez yapmıyor. İnsanlar havalandırma kafesini görüyor ve ne olduğunu anlamaya çalışıyorlar. Daha sonra da sistemin hasır sazları arasında süzülen suyu nasıl havayla temas ettirdiğini görüyorlar.
Yıllar boyunca yağmur suyu basit bir şekilde Ontario gölüne akardı. Artık su göle gitmeden önce temizleniyor. Sherbourne Parkı önemli bir modeldir çünkü su arıtma sistemini insanların kullanıp eğlenebileceği estetik bir özelliğe çevirir. Bu durum, gelecek için inanılmaz derecede kullanışlıdır çünkü günlük şehir hayatının hem fiziksel hem de psikolojik ihtiyaçlarını karşılıyor.
2- Mikyoung Kim: Lion’s Park Oyun Alanı, Greensboro, Alabama
Alabama, Greensboro’da konumlanmış Lion’s Park Oyun Alanı, Samuel Mockbee ve D.K. Ruth adlı iki profesör tarafından Auburn Üniversitesinde başlatılan kampüs dışı bir işbirlikçi tasarım inşa programı olan Rural Stüdyo’nun öğrencileri tarafından tasarlanmış ve inşa edilmiştir.
‘’Zengin veya fakir gözetmeksizin herkesin ruhu için bir sığınağa ihtiyacı vardır’’ mottosuna sahip olan Mockbee, tasarımın insanların yaşamını nasıl değiştirebileceği ve sosyal farkındalığı yaşadığımız dünyaya entegre etmenin önemini anlatan konuşmaları bir çok insana ilham kaynağı olmuştur.
Lion’s Park Oyun Alanı yerel iklime göre basit ve geri dönüşümlü materyaller kullanıyor ama aynı zamanda çok sofistike bir tasarım. Geri dönüştürülmüş olan 55 adet galvanize edilmiş silindir oyun için hücresel formlar yaratması adına modüler bir sistem ile düzenlenmiş. Silindirler ayrıca yazın çocuklar için gölge sağlayan bir tente görevi de görüyor. Çocuklar bu oyun parkına bayılıyor çünkü ses tüplerinden tutun da saklambaç labirentlerine kadar keşfedilecek çok şey var.
Lion’s Park da Rural Stüdyo tarafından yaratılan her şey gibi öğrenciler ve fakülte ile birlikte işbirlikçi bir yaklaşım çerçevesinde tasarlanmış ve inşa edilmiştir. Stüdyonun projeleri basit ama hayati olan bütçelere dayanıyor; 20.000 dolara ev inşa etmek gibi.
Lion’s Park Oyun Alanı anlamlı ve yenilikçi bir mesaj veriyor: Bizler dünyanın doğal döngülerinden ayrı değiliz, onların bir parçasıyız. Sürdürülebilirlik için bu hassas ve pragmatik model bu işbirlikçi tasarım grubu tarafından umut verici ve ekolojik bir gelecek için uygulanıyor.
3- Blaine Brownell: Solar Yaprak Projesi, Hamburg, Almanya
Tabiattakilere benzer sistemler, ürünler ve teknolojiler üretmeyi amaçlayan biyomimikri ve biyo-tasarım bizlere gelecek için umut veriyor.
Birçok mimar bina ön cephelerinde canlı ve fotosentez yapabilen su yosunlarını kullanıyor. Bir mühendislik şirketi olan Arup, Alman Yapı Fuarı için gelecek vaat eden bir sistem geliştirdi: Bir bioreaktör sayesinde binanın yosununu bir enerji kaynağı olarak kullanan canlı bir su yosunu duvarı.
Su yosunları sistem içinde pompalanıyor ve biokütle için kullanılıyor ve sonrasında yeni su yosunu devir daim yapıyor. Sistemin avantajı ise doğada göze tipik olarak kötü gelen bir şeyi alması ve onun fotosentez yeteneklerini kullanması.
Peki, neden su yosunu? Neden yüksek teknolojili bir duvarda kullanalım? İşte bu kısım ilgi çekici olan yer. Sistem canlı organizmalarla birlikte endüstriyel teknolojiyi sentezlemek ile alakalı. Doğayı tamamen yeni bir şekilde kullanmak. Endüstriyel anlamda, biz materyalleri çıkarır ve sonrasında özellikle onları öldürerek işleme tabi tutarız. Bu bizim ağaçlarla ve diğer fiberli bitkilerle çalışma şeklimizdir. Eski enerji santralini kullanmak yerine tarımsal mimari formunda materyalleri yerinde kullanabiliriz.
4- Paul Farmer: ‘’Ölmeden Önce’’ –Amerika’da Birden Fazla Şehirde
Candy Chang bir planlamacı, gazeteci ve artist. Chang birçok yerde aynı şekilde uygulanan ‘’Before I Die’’ isimli projesi ile meşhur oldu. Bu projede Chang bir duvarı siyah bir yazı tahtasına çevirdi ve insanların umutlarını isimlerini vermeden yazabilmeleri için tebeşir bıraktı.
Planlamak, hikayelerle alakalıdır ve plancılar harika hikaye anlatıcıları olmalıdırlar. Chang, sivil katılımlı sanat eseri ortaya çıkarmak için işe koyuldu. Kendisi sanat ve planlamanın kesiştiği noktayı yönetiyor. Onun çalışması hayatlarımızda gördüğümüz en dikkate değer örneklerden birisi.
Plancılar rotary kulüpler veya dinler arası gruplar aracılığıyla iletişim kurarlar. Onlar insanlarla kaynaşmak için birçok yol denerler. Chang, bu seçenekler arasına zenginliği de ekledi.
Eğer insanlara neyi sevip neyi sevmediklerini sorarsanız onların içgüdüsel hislerine ulaşırsınız ki bu da sizi dürüstlüğe götürür. Daha sonrasında sizinle yabancı biri olarak konuşmayı bırakırlar. Herkes neyi sevip sevmediğini bilir, nereye ulaşmak istediklerini, kendileri ve yaşadıkları yer için umutlarının neler olduğunu bilir.
Changıin New Orleans’taki ilk duvarı bütün umutları iletiyor. Bu çok özel olan düşünceleri herkese açmak ve onlar hakkında bir konuşma yaratmak için kullanılan bir teknik. Bir kamu toplantınız olsaydı, insanlar tamamen korumalı olurlardı. Siyah bir yazı tahtası ve tebeşir basit ama ulaştırdıkları şey aslında çok büyük.
5- Timothy Beatley: Khoo Teck Puat Hastanesi, Singapur
Singapur’daki Khoo Teck Puat Hastanesi yeşil elementlerin bolluğundan oluşan biyofilik bir yapı. Bahçe içinde bir hastane.
Singapur bahçe şehri olarak bilinir; yeni mottosu ‘’Biz bahçedeki şehiriz.’’ Şehir, herkesi doğa ile sarmalanmış ve her boşluğu doğa ile doldurulması gereken bahçe çevresinde yaşamaya istekli olması gerektiğine inanıyor. Diğer şehirlerden çok öte, Singapur ayrıca doğa ile dolmuş binalar yaratarak farklı düşünüyor.
Khoo Teck Puat Hastanesinin CEO’su Liak Teng Lit, kalp hızınızın ve basıncının binaya giriş yaptığınız andan itibaren düşeceği bir hastane binası istemiş. Siz ya bir operasyon ya da daha kötüsü için oradasınız. Hastaları ve ziyaretçileri daha da strese sokmak yerine Lit, iyileşme sürecinde bir partner gibi davranan bir hastane inşa etmiş.
Hastalar çok katmanlı yeşil çatılara, bitkilerle donatılmış olan pencerelere ve avlu bahçesine bakıyor. Birçok balık türüne yaşam alanı sağlayan su alanları ve balık havuzları ile bağlantılı olan şelale içeren iyileşme alanları var. Bu yeşil çatı aslında hastaların gıdaların büyüyüp biçildiği yeri izleyebildiği dramatik bir şehir çiftliği. Lit, hastalarına çiftlik hakkında ne düşündüklerini sorduğunda, hastalar ‘’İzlemeye bayılıyoruz, sebzelerin ve meyvelerin büyüdüğünü görmek harika’’ diye cevap vermiş.
Bina kısmen kaybolmuş olan doğayı eski haline getirmek için Nuh’un Gemisi tadında tasarlanmış. Hastanenin başarı seviyesi ne kadar çok kuşun ve kelebeğin bahçede bulunduğu ile ölçülüyor.
Hastane ayrıca bir iletişim merkezi. ABD’de hastaneler yüksek güvenliklidir ama hastane bulunduğu bölgeden insanları çeker. Yerel öğrenciler buraya çalışmak için geliyorlar ve burası aynı zamanda park olarak da kullanılıyor. Bu yer çoğu insanı umutlandırıyor çünkü sağlık tesislerinin nasıl doğayı içerecek şekilde tasarlanabileceğini gösteriyor. Bu hastane insanların içinde olmaktan hoşlanacağı bir hastane.
6- Helle Lis Søholt : Copenhagen Limanı, Kopenhag, Danimarka
Kopenhag, içe dönük bir ortaçağ şehri olarak görülüyordu ama son zamanlarda limanı aracılığıyla yeni bir ilişki yarattı. Endüstriyel bir bilge olarak görülen şehrin arka yüzü, rekreasyon sayesinde şehrin ön yüzü haline geldi. Bunun gerçekleşmesine yardımcı olan şeylerden biri de Kopenhag Belediyesi tarafından yaratılan içi deniz suyuyla doldurulmuş olan umumi liman yüzme havuzları serisi. Havuzlardan biri Danimarkalı mimar Bijarke Ingels tarafından tasarlanmış. Hepsi ücretsiz, belediye işletmeli ve can kurtaranlara sahip.
Havuzlar, ulusal ve yerel kurumlar tarafından başlatılan 30-40 yıllık bir sürecin sonucu. Kurumlar kirletici endüstrileri başka bir yere taşımak ve yeşil fırtına suyu yönetim sistemleri yaratmak için şehir içi temizleme programında işbirliği yaptı. Liman bugün o kadar temiz ki içine atlayıp yüzebilirsiniz.
Kopenhag ile limanı birbirine bağlayan yeni bisiklet köprüleri var. Havada olan bir köprünün adı Red Cycle Snake. Bu köprüler Kopenhaglıları ulaşılması zor olan yerlere ulaştırıyor.
Kopenhag ayrıca endüstriyel kıyısını bir mil uzunluğunda sahile sahip bir parka dönüştürdü. Şehrin bu kısmı en çok ziyaret edilen yerlerden biri haline geldi. İnsanlar uçurtma uçuruyor, yürüyüş yapıyor, güneşleniyor ve kışın bile yüzebiliyor. Bu park gerçekten de birçok farklı etnik grubu çeken Kopenhag’daki en demokratik alanlardan biri. Bu projelerin hepsi bir arada liman ile yaşamanın yeni bir yolunu gösteriyor.
Birçok şehir su yollarının etrafına eşya ve insan taşımak amacıyla kanallar inşa etti. Çok uzun zaman boyunca bizler rekreasyon bölgesi yerine bu yerleri endüstriyel bölgeler olarak kullandık. Kopenhag’ın hikayesi insanlar için kaliteli bir yaşam yaratmak.
Umarız ki yakın zamanda bu projelere yenileri eklenecek ve geleceğimiz için çok önemli adımlar atılmış olacak.
Bu yazıyı okuyanlar, bunları da okudu;
Enerji Verimliliğinde Tarafınızı Seçin!
Doğru Sorularla Yeni Bir Telefon Sistemi Seçimi
İnovasyon ve Başarının Farklı Yolları